Geçtiğimiz günlerde bir televizyon programına katılan Calibro’nun kurucusu ve yönetici Mehmet Ali Çalışkan, e-kitap ve basılı kitaba dair görüşlerini paylaştı. Her ne kadar o programı izleyemesem de Twitter’dan programda sarf ettiği sözleri okudum. Çok uzun süredir sitemizin editörü Çağdaş ile e-kitap dünyasına dair birçok fikir üretiyoruz. O tweetlerden birinde de bizim fikirlerimize benzer bir görüş söylediği için bizim fikrimizi açıklamak istedim.
“Okuma şartlarıma konforuma bakarak e-kitabı ya da normal kitabı tercih ederim.”
Öncelikle şunu bilmekte fayda diye düşünüyorum: E-kitap okumak için basılı kitapları unutmak zorunda değilsiniz. Yani illa ikisinden birini seçmek gibi bir tercihe kendinizi zorlamanıza gerek yok. Tıpkı yukarıdaki cümlede Mehmed Ali Çalışkan’ın da belirttiği gibi bireyler arzu ettikleri şekilde e-kitap veya basılı kitabı tercih edebilir. Evet, burada hiçbir gariplik yok. Ama koca bir sorun var: Bir birey, basılı kitaba para verdikten sonra aynı kitabı e-kitap okuyucusunda da okuyabilmek için aynı kitabı bir de e-kitap olarak satın mı alacak? Zaten ülkemizde yüksek olan kitap ve e-kitap fiyatları, insanları böyle bir durumda maddi açıdan zorlamaz mı? Okuyucu böyle bir durumda, mecburi olarak ikisinden birini tercih etmek zorunda kalacak. İşte burada “okuma şartlarım ve konforum” kısmının keyfiliği yok olup, bireylere tek kapı kalmış olacak. Oysaki şöyle düşünelim, bir kitaptan elinizde hem basılı hem de e-kitap şekilde olsa ve arzu ettiğinizde yanınıza e-kitap okuyucunuzu veya basılı kitabınızı alsanız. Yani anlayacağınız “okuma şartlarına” göre tercih yapabilseniz. Ama bu tercihi yaparken hem basılı kitaba hem de e-kitaba birden para vermemiş olup ikisi için de tek bir ücret ödeseniz. Bu nasıl mı olur, işte cevabı burada:
Basılı kitapların yanında e-kitaplar hediye edilsin
Bir yerden basılı kitap mı alıyorsunuz, aldığınız yer kitabı satın aldığınızda size bir kod da versin ve bu kod ile yayınevinin web sitesinden satın aldığınız kitabın e-kitap versiyonunu ücretsiz indirebilin. Bu sayede bir kitaba birden çok şekilde okumak için iki kez para vermiş olmayın. Okurlar için kulağa çok hoş gelen bir fikir olsa da yayımcılar için böyle bir şey yapmak en ahmakça şeylerden biri olabilir. Neden mi? Yayımcıların öncelikli hedefi para kazanmaktır. Bu doğrultuda okurlar için çok yararlı olup kendileri için zarar olacak böyle bir işe kalkışmazlar. Eğer bugün dediğim gibi e-kitap bu şekilde ücretsiz olursa, e-kitap mağazaları büyük darbe alacaktır ve e-kitap sektöründe yayınevleri para kazanamaz olacaktır.
Bugünün Türkiye’sinde e-kitap fiyatları hiç azımsanmayacak oranda pahalı. Hâl böyle olunca diyelim ki bir yıl boyunca 25 kitap satın alacak bir birey nedeyse 250 TL kitaplara para vermiş olacak. Satın aldığı kitap okuyucu içinde para verdiğini düşünürsek, okuyucu için kârlı bir şey olmayacağı kesin. Fiyat konusunda Mehmed Ali Çalışkan şöyle diyor:
“E-kitap daha kolay ve daha çok sattığı için herkese avantaj sağlayacak, okurlar sabırlı olsunlar e-kitap giderek ucuzlayacak.”
Bu söze pek inanasım gelmiyor. Maalesef Türkiye’de iyi bir e-kitap dünyasının oluşması için çok süre geçmesi gerekiyor. Kaldı ki ortada birçok sorun mevcut, bunlar halledilmeden ben fiyatların düşebileceğini sanmıyorum. Ama bazı gerçekler de yok değil. E-kitap okurlar tarafından benimsenmeye başlandı. Bunun sonucunda e-kitap dünyası büyümeye devam edecek. Hatta gelecekte e-kitap, basılı kitabı geçmiş olacak. Fakat bu sürecin en azından Türkiye’de kısa sürede olması imkansız gibi duruyor. Calibro sayesinde e-kitap popülerleşmeye başladı. Bunun devam edeceği görüşündeyim.
Bu ütopik fikrimiz hakkında siz ne düşünüyorsunuz? E-Kitap dünyasının Türkiye’deki vaziyeti nasıl daha iyi bir duruma getirilebilir? Siz de lütfen düşüncelerinizi bizimle paylaşın.