Woody Allen’a atfedilen bir söz vardır: “Savaş ve Barış’ı hızlı okuma teknikleriyle 20 dakikada okudum, olaylar Rusya’da geçiyordu.” Bu videoda sizlerle beraber hızlı okuma teknikleri yalnızca mizahi bir boyut mu taşıyor ya da okurlar için verimli olabilecek, faydalı olabilecek bir şey mi, ona bakacağız. İlk olarak hızlı okuma nedir, hızlı okuma teknikleri nelerdir, kısa ve kabaca bahsedelim.

Hızlı okuma -diyelim ki bir metni okuyorsunuz ve her dakikada okuduğunuz yaklaşık kelime sayısı 200- işte hızlı okumayla bu kelime sayısını çok daha yukarı çıkartabiliyorsunuz. Tabi bunun için belli yöntemler ve gelişim kat etmeniz gerekiyor. Peki bu gelişimi kat ettikten sonra hızlı okuma ne işinize yarıyor? Daha önce, eski zamanlarda “Daha Fazla Nasıl Kitap Okuyabilirim?” adında bir video hazırlamıştım. O videoda daha fazla kitap okumak isteyenler için çeşitli öneriler ortaya koymuştum ama o önerilerin arasında hızlı okuma yoktu. Söz gelimi hızlı okuma daha fazla kitap okumak isteyenler için bir yöntem olabilir. Bununla beraber zamanın son derece kısıtlı olduğu anlarda, bir sınavın içindeyken hızlı okuma hayatınızı kurtarabilir. Ya da bir sınava çalışırken eğer son günlere bıraktıysanız sınavı, yine hızlı okuma size yardımcı olacaktır. Kısacası zaman kavramının kısıtlı olduğu ve zamandan tasarruf yapmak istediğiniz her anda, hızlı okuma işinize yarayabilir. Peki neden herkes hızlı kitap okuyamıyor da, hızlı kitap okuyabilmek adına belirli yöntemler ve gelişim kat etmemiz gerekiyor?

Bunu anlayabilmemiz için hızlı okumanın önündeki engellere bakmamız lazım. En büyük engel İngilizcede Salp Vocaliziation adı verilen durum. Türkçedeki karşılığını tam olarak bilmiyorum ama sözcük iç seslendirme. İç seslendirme bir metni okurken aynı zamanda onu içimizde de konuşarak okumak, yani içimize seslendirerek okumak. Bu durumda o anda gırtlağımızda bazı kısa kaslar da kasılıyor. Bunları gözle görmek mümkün değil ama çeşitli gözlem cihazlarıyla görülebiliyor bu kasların çalıştığı. Peki ne işe yarıyor, neden böyle bir mekanizmamız var diye sorabilirsiniz. Bunun nedeni okuduğumuzu daha iyi anlayabilmek, odağımıza, konsantrasyonumuzu metne daha iyi bir şekilde uyarlayabilmek, odaklayabilmek. Bu nedenle bir iç okuma-iç seslendirme gerçekleştiriyoruz ama bu iç seslendirme bizi yavaşlatıyor ve hızlı okuma karşısında önemli bir engel olarak çıkıyor. Bunun haricinde göz odaklanması; bir metni okurken gözümüzle nerede kaldığımızı, konumumuzu anlamaya çalışıyoruz. Belki fark etmesek de hızlı bir şekilde bunu yapıyoruz. Hatta bazen biraz konsantrasyonumuz dağınıksa nerede kaldığımızı kaçırıyoruz. O arada kaybettiğimiz belli zamanlar var. İşte bir imleç kullanarak örneğin parmağımızı kullanarak, nerede kaldığımızı takip ederek bu sayede oradan bir tasarruf sağlayarak daha hızlı okuyabiliyoruz. Bir başka yöntemse; metni okurken kelimelere değil de cümlelere odaklanmak. Daha bütün bir şekilde, daha büyük bir perspektifte okumak. İşte bunlar en başta gelen hızlı okuyamamıza sebebiyet veren -olumsuz noktada durduğumuzda- hızlı okuyamamıza sebebiyet veren unsurlar. Peki asıl olarak hızlı okuma konusundaki önümüzdeki engel ne? O da şu: Bizim okuma kapasitemiz. Dakikada yalnızca 500-600 kelime okuyabiliyoruz. E diyeceksiniz ki hızlı okuma kurslarında veya bu konuda bilgili arkadaşlarımla konuştuğumda, yazıları okuduğumda çok daha yüksek sayıları görüyorum. 1000-1500 gibi sayılardan bahsediyorlar. Yani en azından 500-600 kadar az bir sayı değil diyebilirsiniz. Evet bu sayılara çıkabilenler var ama şöyle bir gerçek var ki, 500-600 sayısını geçtiğiniz andan itibaren metni kaçırmaya başlıyorsunuz. Yani okuduğunuzdan daha az şey anlıyorsunuz. Haliyle bir edebi metin okuyorsanız anlamak, benimsemek, düşünmek, verimli bir şekilde okuyabilmek söz konusu olduğunda 500-600 kelimeyi geçmeniz aslında metni kaçırmanız anlamına geliyor. E diyeceksiniz ki o zaman hızlı okumanın ne anlamı var?

Birçok anlamı olabilir. Sadece edebi metinler okumuyoruz. Bazen bir metnin hepsini okumak zorunda olmadığımız durumlar, hızlıca göz gezdirmek zorunda olduğumuz durumlar oluyor. O durumlarda işte yüksek kelime sayılarına çıkmak verimli bir noktayı oluşturabilir. Ama edebi metinlerin bana kalırsa en önemli noktalarından biri durmak, düşünmek belki yeni bir düşünce üretmek kısacası kitapla bütünleşmek. Ama bunu yapabilmek için de birazcık yavaş olmak, böyle soluk soluğa olmamak, sindire sindire okumak. Eminim birçoğunuz da bu yönde aynı düşünüyorsunuzdur. Edebi metinlerde hızlı okumanın çok büyük bir avantajı ortaya çıkmayabilir ama belki de daha az önemli metinlerde bir faydası olacaktır. Bir başka önemli nokta; diyelim ki hesaplayın. Bunun için size tavsiyem internete yazabilirsiniz, Google’a hızlı okuma testi diye. Orada birçok site göreceksiniz. Dakikada kaç kelime okuyabildiğinizi hesaplayın. Buradaki önemli, dikkat edilmesi gereken bir nokta; bir metinle, aynı metinle hesapladıktan sonra tekrar o metinle bir başka test yapmayın. Çünkü bir metni 2. defa okumaya başladığımızda çok daha hızlı okuyoruz. Bu, doğru olmayan bir test sonucu çıkartabilir ortaya. Bakın, dakikada kaç kelime okuyorsunuz mesela ben 300’e yakın 300’ü belki biraz geçik bir kelime sayısı var dakikada okuyabildiğim. Eğer siz çok aşağıda kalıyorsanız, 150 kelimede kalabiliyorsanız demek ki kelime sayınızı birazcık daha artırabilirsiniz, bu konuda çalışmalar yapabilirsiniz demektir. Hızlı okuma, nedense okurlardan çok fazla ilgi gören, tavsiye istenen bir konu. Bu yüzden bir rehber videosu hazırlamanın faydalı olabileceğini düşündüm. Kendi içerisinde birçok farklı tartışma dönüyor, üzerinde halen hemfikir olunmuş bir konu değil. Bununla beraber okurların arasındaki popülaritesi de sanırım özellikle bu yönde kurs veren kuruluşlardan geliyor diye tahmin ediyorum. Haklı olarak daha fazla nasıl kitap okuyabilirim diye sorabilirsiniz. Burada elbette o rehber videosuna göz atmanızı öneriyorum-kart olarak da çıkacaktır-. Bununla birlikte asıl önemli olan konu, bir metni hızınızı artırmak değil metni okurken -eğer çok yavaş değilseniz- hayatınızdaki diğer zaman kaybettiren unsurları çıkartıp o boşluklara sizin için daha verimli olabilecek okuma seanslarını koyabilmek. Bu sayede daha fazla kitap okuyabilirsiniz. Ama dediğim gibi hızlı okumanın da işe yarayabileceği yöntemler var.

Bu arada aklınıza takılan bu tür konu başlıklarını yazabilirsiniz. Eğer bu konular üzerine yeterince söylenebilecek konu, yapılabilecek araştırmalar mevcutsa -tıpkı bu konuda olduğu gibi- onların da rehber videolarını hazırlamaktan büyük memnuniyet duyarım -bilgim, tecrübelerim ve araştırmalarım dahilinde-. Bir sonraki rehber videosunda görüşünceye dek, hoşça kalın.