Merhabalar, bugün yine bir dış çekimdeyiz, önceki çok sevilmişti. Sürekli olarak farklı yazarlar okumanın, farklı kitaplar okumanın önemine değiniyorum. Bu videoda belki daha önce ismini duyduğunuz ama keşfetmediğiniz eserler ortaya çıkacak ya da hiç ismini duymadığınız yazarlardan bahsedeceğiz, onların kitaplarından böyle bir seçki oluşacak. Buradaki kitapların sizin için verimli olabileceğini düşünüyorum, hadi başlayalım.

Balzac’ın günde kaç fincan kahve içtiğini bilmiyoruz ama usta bir yazar olduğundan eminiz. Tılsımlı Deri kendi içerisinde gerçek dışı unsurlar barındıran ama aynı zamanda yaşama karşı da çok ciddi sorular, bizi düşünceye sevk edecek sorular barındıran bir kitap. Başkahramanının yaşamında yaşadığı kritik bir kırılma anı ile beraber bizler de kendimizi kurgunun içerisinde, olayların içerisinde buluruz. Balzac’ın o güçlü, yetkin diliyle birlikte de fevkalade bir okuma serüveni bizi karşılar.

Geçtiğimiz dönemde Sait Faik’in Kayıp Aranıyor adlı romanını Karavandaki Kütüphane’de konuk almıştık hatta konuk almakla kalmamış bir de okuma etkinliği yapmıştık. Sizlerden kitaba dair birçok yorum gelmişti. O yorumları ele aldığımızda bir podcast gerçekleştirmiştik. Onu da Spotify’da, iTunes’ta vs bulabilirsiniz podcastlerin yer aldığı yerde. Her neyse, o bir köşede dursun. Bugün Sait Faik’i ele almamızın sebebi, onun daha çok bizim bildiğimiz bir kimliğiyle karşımıza çıkan bir eser. Biz onu daha çok öykücü olarak biliyoruz, romanları birazcık daha arka planda kalıyor. Kayıp Aranıyor bence çok iyi bir romandır, ona da bakın. Laf arasında söyleyeyim bunu da. Her neyse, Havada Bulut birbirinden farklı öyküler gibi dursa da ortak bir zeminde buluşan öykülerin bir araya geldiği bir kitap. Sait Faik’in o güzel, etkileyici, mest edici dilinin bir örneği ve ben okurken çok büyük keyif almıştım. Size de öneriyorum.

Kötülüğün Portresi serisini hazırlarken 3 bölümde de yararlandığımız birçok kaynak vardı. Bu kaynaklardan en çok verim aldığım, kötülük kavramı üzerinde beni en çok düşündüren ve eserleri incelerken de bana en çok yardımcı olan kitaplardan biri Kötülüğün Felsefesi’ydi. Eğer kötülük kavramına karşı bir merak duyuyorsanız, bunu tam anlamıyla, içini-mahiyetini öğrenebilmek istiyorsanız bu kitabı size öneriyorum. Kötülüğün üzerinde düşünmenizi ve yeni ufuklarda bakabilmenizi sağlayacaktır.

Geriye dönüp baktığımızda en çok beğendiğimiz işlerden biri Jack London belgeseli oldu. Youtube için bir belgesel sayılabilirdi. Dönüp baktığımızda onu keyifle halen izleyebiliyorum. Sizlerden de bu yönde birçok güzel yorum gelmişti, onlar için de teşekkür ederim. Elbette bir insanın gülmesi gayet tabii bir şeydir ama London’ın gülümsemesinin arkasında bambaşka bir anlam yatar. Her yazarın kendi iç dünyasını tanıyabilmek adına eserlerini okumak çok ideal bir yöntem, çok güzel bir yöntem ama kurgu dışında da yazarların bazı yazılarına bakmak o yazarları anlayabilmek için önemli bir noktayı oluşturuyor. Bana Göre Hayatın Anlamı, Jack London’ın farklı zamanlarda, farklı yerlerde yayınlanan yazılarından oluşturulmuş bir seçki. Bir yazarın iç dünyasını bilhassa Jack London’ın iç dünyasını anlayabilmek, onun bakış açısıyla bakabilmek için çok iyi bir eser. Benim hem yaşama karşı bir şeyleri daha iyi yorumlayabilmem, hem de Jack London’ı daha iyi anlayabilmem açısından benim için çok verimli bir eser olmuştu.

Moby Dick karakterini biliyoruz. En azından çocukluğumuzda ismini duymuş, okumuş ya da bir illüstrasyonunu görmüş olabiliriz. Ama Veranda Öyküleri için aynı şeyi söylemek güç. Veranda Öyküleri içerisinde birbirinden farklı yerlerde geçen, konuları ele alan öykülerden oluşuyor. Özellikle kitabın ilk öyküsü benim çok fazla hoşuma gidiyor, açılışı çok hoş. İçerisindeki öyküleri okurken de benim için çok güzel bir tecrübe oldu, farklı bir okuma oldu diyebilirim. O yüzden bu listeye onu da koymak istedim.

Her yazar kendi dönemine bir ayna tutar, kendi dünyasına. Fitzgerald da Muhteşem Gatsby’de bunu yapmıştı. Hatırlarsanız Muhteşem Gatsby’yi Karavandaki Kütüphane’de ele almıştık. Caz Çağı Öyküleri de yine bu yönde bir eser. Yaşadığı dönemin, Caz Çağı Dönemi’nin gerçeklerini, olgularını, olaylarını bize anlatıyor. Yalnızca bir müzik tarzı ya da değişen bir eğlence anlayışı değil aynı zamanda o dönemin ciddi sorunlarını da öykülerde bize taşıyor Fitzgerald. Örneğin gelir eşitsizliği, örneğin bir buhranla sonuçlanacak o dönem. Çok gerçekten kritik bir dönem. Yalnızca Amerika için değil, tüm insanlık tarihi için. İşte bunu  daha iyi anlayabilmek için Caz Çağı öyküleri orada duruyor. Belki birçoğumuz daha önce bu öyküleri duymadık ama mutlaka okumamız gereken eserlerden, bugünü daha iyi anlayabilmek için.

David Copperfield desem herhalde aklınıza ilk gelecek şey bir sihirbaz ama romandan bahsetmek istiyorum, David Copperfield romanından. İş Bankası Kültür Yayınları tarafından geçtiğimiz dönemde Türkçeye kazandırıldı bu eser. Charles Dickens’ın çok bilinen bir eseri. İçerisinde hem mutluluğu, hem hüznü, hem heyecanı, hem merak duygusunu barındıran sımsıcak bir roman. Birazcık uzun bir roman ama, okuyucu için hiç anlaşılmıyor ve bir solukta giden bir eser, Charles Dickens’ın diğer eserleri gibi. Çok fazla bilinmeyen bir eser olduğu için ve henüz yeni çevirisi de gerçekleştiği için bu listeye eklemek istedim. Bilenler bilir, Charles Dickens benim favori yazarlarımdan biridir. Ve bence sizin de favori yazarlarınızdan olabilecek kadar güçlü bir isim. Daha iyi anlayabilmeniz için bir kitap önerisinde bulundum. Şimdiyse kötülüğe daha yakından tanık olabilmeniz için kitap önerisinde bulunacağım: “Karanlığın Yüreği” Sömürgeciliğin insanlık tarihi içinde nasıl büyük bir kara noktayı oluşturduğunun etkili bir anlatısı. Okurken birazcık yüreğiniz burkulacak ve insanlığın tarihinin o kadar da masum ve temiz olmadığını göreceksiniz. Umarım bu listede yer verdiğimiz kitaplar, yeni keşifler yapmanızda ve okuma hayatınızda daha zengin bir noktaya gitmenizde sizi yardımcı olur. Bir sonraki videoda görüşmek üzere, hoşça kalın.

Tılsımlı Deri – Havada Bulut – Kötülüğün Felsefesi – Bana Göre Hayatın Anlamı – Veranda Öyküleri – Caz Çağı Öyküleri – David Copperfield – Karanlığın Yüreği