Yayınladığımız videolarda birçok içerik türüne yer veriyoruz. Okuma listeleri, kitap incelemeleri, rehberler ya da Kötülüğün Portresi gibi daha spesifik seriler. Tüm bunlarda anlatmak istediğimiz bir şey var. O da kitapların önemi, bizler için ne kadar iyi olabilecekleri. Ama bunları yaparken gözden kaçırmamamız gereken bir nokta var, o da şu ki; onların temini. Yani, kitap okuma işlemi sadece onları okumaktan değil, aynı zamanda temin etmekten de geçiyor. Temin diyence de aklımıza maddiyat gelebilir, çünkü hepimiz iyi maddi şartlara sahip değiliz. Ama kitap okumak için paraya ihtiyacımız yok, bedava bir şekilde de kitap okuyabiliriz. Bu videoda hangi imkanlara sahip olduğumuzu anlamaya çalışacağız, bedava kitap okumak için. İsterseniz bilgisayarın yanına geçelim, çünkü size anlatmak istediklerim var. Aynı zamanda bilgisayarın başında göstermek istediklerim var. Bu arada, burada göstereceğimiz imkanlar korsan kitap için değil, gayet düzgün bir şekilde, resmi bir şekilde kitap okumak adına. Ücretsiz bir şekilde kitap okumak deyince aklımıza gelen ilk unsur kütüphaneler. Çünkü hem ulaşılabilirlikleri gayet yüksek, hem de içlerinde birçok kitap barındırabiliyorlar. Bir üniversite öğrencisiyseniz üniversitenizde bir kütüphane vardır, oradan yararlanabilirsiniz. Eğer bir üniversite öğrencisi değilseniz veya üniversite öğrencisi olsanız da ilçe halk kütüphanelerinden veya il halk kütüphanelerinden yararlanabilirsiniz. Şimdi sizlerle beraber ilçe halk kütüphanelerinden nasıl yararlanabiliriz, ona bakacağız. Öncelikle yapabileceğimiz; yaşadığımız yerin yakınındaki bir halk kütüphanesine gitmek ya da bunun yerine şu an gördüğünüz sayfada bir online sorgulama yapmak ve ona göre gitmek. Ben sizlere online bir sorgulama yapmayı göstereceğim.
Öncelikle adresimiz ”koha.ekutuphane.gov.tr”. İlk olarak bu sayfada neler yapabiliyoruz, onun genel bir özetini söyleyeyim; yaşadığımız yerde hangi kütüphaneler var, onları görebiliyoruz, çalışma saatlerini, çalışma günlerini görebiliyoruz, aynı zamanda iletişim numaralarını görebiliyoruz. Daha da önemlisi içerisinde hangi kitaplar var, online olarak onu sorgulayabiliyoruz. O kitap şu an birinde mi yoksa kütüphanede mi duruyor? Duruyorsa, hangi bölümde duruyor… Bu gibi bilgilere ulaşabiliyoruz. Şimdi daha yakından başka neler var onları görelim. Öncelikle bizi karşılayan sayfada ”e-kitap halk kütüphanelerinde!” şeklinde bir ifadeyle karşılaşıyoruz. Burada” 28.000 temel konu başlığında 17.000’den fazla Türkçe e-kitaba kolay eriş.” şeklinde bir slogan var. On yedi bin kitap aslında az bir sayı. Birazcık bunu inceledim, çok fazla roman tarzında eser bulamadım -en azından benim bildiklerimden- ama zamanla bu genişleyebilir. Bu arada galiba okumayı da yalnızca -herhangi bir cihazla değil- internet sayfası üzerinde gerçekleştiriyoruz. Fakat zamanla, tahminimce bu sistem gelişecektir. İlk olarak ”Kütüphanelerimiz”den başlayalım ve ülkemizin hangi ilinde, hangi kütüphaneler var, onu öğrenelim. Bu sayfadan ”Kütüphanelerimiz”e tıklıyorum ve burada tüm illerimizde, bildiğim kadarıyla tüm ilçelerimizde bir kütüphane var. Onların adreslerini, numaralarını ve çalışma saatlerini ve günlerini görebiliyoruz. Hatta burada web siteleri de var. Özel olarak web sitelerine de girebiliyoruz. Buradan hemen bakalım neler var, bir genel göz atalım. Bakın, her birinin farklı bir çalışma saati olabiliyor, buna dikkat etmek gerekiyor. Buradan ilçeleri de görebiliyoruz, onların da farklı çalışma saatleri mevcut. Bakın, bazılarının bilgileri yer almıyor ama çoğunlukla hepsinin yer alıyor bilgileri. Şimdi, aynı zamanda şurada, hemen girişte bir şey vardı, onu da size göstermek istiyorum. Bakın burada bir ”Kullanıcı Adı:” ve ”Parola:” diyor. Buradaki üyelik kısmından üye olabiliyorsunuz, ”e- devlet” üzerinden ya da bizzat gidip kütüphanede de üye olabiliyorsunuz. (Kitap almanız için üye olmanız gerekiyor.) Evet, isterseniz başlayalım. Bir eser girelim. Hangi eser olsun? Diyelim ki, Türk edebiyatında çok bilinen bir isim olsun. Yaşar Kemal diyelim ve aratalım. Ah, ”kütüphane seçiniz.” diye uyarı geldi. Ben buradan ”Tüm Kütüphaneler”i seçeceğim, eserlerin hangi kütüphanede olduğuna bakacağım, kütüphane bazlı değil de eser bazlı bakacağım.
Evet, karşımıza ”Yaşar Kemal” isminin geçtiği tüm kitaplar çıkıyor. Burada dikkat etmemiz gereken önemli bir unsur var, o da şu -hatta iki tane önemli unsur var. Birincisi, bir eser ilk yayınlandığı günden bugüne dek birçok farklı yayınevinden çıkabiliyor. ”İnce Memed 2” bunlardan biri. Aynı zamanda, aynı yayınevinden çıksa bile eğer sisteme girilirken noktalama hataları veya farklı bu tür alfabetik değişik durumlar yaşanıyorsa, bunlar da farklı kitap olarak sisteme kaydoluyor. Buradan bakın, ”İnce Memed 2”nin, İstanbul Yapı Kredi Yayınları’ndan, 2011’de çıkan basımından hangi halk kütüphanelerinde olduğunu görebiliyoruz. Bakın, gene bir ”İnce Memed 2”, aynı eser olmasına rağmen beş farklı kütüphanede gözüküyor. Reşat Nuri Güntekin’in ”Acımak” adlı kitabını arattım ve şu an, sonuç olarak bunlar çıktı. Aynı zamanda Stefan Zweig’ın da ”Acımak” adında kitabı olduğu için karşımıza onun da sonuçları çıktı. Bakın, burada nerelerde olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde Reşat Nuri Güntekin’in de nerelerde olduğunu görüyoruz. Tahminimce, dediğim gibi birçok basım söz konusu olduğu için farklı farklı gözükebilir, keza gördüğünüz gibi. Zweig’ın eserini gördükten sonra aklıma geldi, onu da belirtmek istiyorum; çeviri eserlerde birden fazla çeviri görebiliyorsunuz.
Bu konuda oldukça titiz olmanız gerekiyor, çünkü kötü çevirili bir eser okumak pek mantıklı ve iyi bir şey değil. Bunun yerine titiz davranıp iyi çevirilere yönelmek önemli bir noktayı oluşturuyor. Bu konuyla ilgili daha önce bir video hazırladık. Aynı zamanda blogda da çeşitli yazılar yazdık; onlara bakabilirsiniz, rehber niteliğinde, önemli olabilirler. Burada gördüğünüz gibi, ben ”Tüm Kütüphaneler” dedim ama siz, kendi kütüphanenizi seçtiğiniz taktirde, dediğim gibi çok daha filtrelenmiş bir içerik göreceksiniz. Evet, başka neler var, hemen yukarı çıkalım ve bakalım. Bakın, sol tarafta bir filtreleme yeri var, burası çok önemli. Aradığınız şeyi bulmak konusunda size çok yardımcı olabilir. Örneğin; biz Zweig’ın kitaplarını görmek istemiyoruz çünkü aratmak istediğimiz şey ”Reşat Nuri Güntekin”di. Hemen ona tıklayıp buradan filtreleme sağlayabiliyoruz.
Ana sayfaya tekrar geri döndüm. Burada çok önemli bir nokta var: ”Kütüphane Kuralları”. Bunları bilmek önemli, çünkü oradan yararlanacaksak bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. ”Genel Kurallar”, kütüphane içerisinde uyulacak kurallardan bahsediyor. ”Ödünç Verme Kuralları” ise kitap alırken uyulması gereken kurallar. Bakın, burada önemli unsurlar var: ”Ödünç verme süresi kitaplar için 12 gün, kitap dışı materyaller için 7 gündür.” Bu arada, o arama butonunda kitabı seçtiğinizde, özellikle kütüphane bazlı bakmaya başladığınızda kitabın alınıp alınmadığını görüyorsunuz. Hatta hemen size göstereyim. Kitabın sayfası açıldığında, burada gördüğümüz gibi ”Mevcut” kısmında ”Bu kayda bağlı toplam (54) adet materyal vardır.” gibi bir ifade görüyoruz. Bunun ”Tümünü görmek için tıklayın.” kısmını tıkladığımızda; hangi kütüphanelerde var ve durumu ne, onu öğrenebiliyoruz. Buradan birçok yerde kullanılabilir olduğunu görüyoruz. Bazı yerde tarihleri yıl geçmiş. Evet, burada ay geçen bakın, mesela yeni alınmış bir tane var diyebiliriz burada. ”Hatay Erzin İlçe Halk Kütüphanesi”nde, ödünç verilmiş ve bu ayın yirmi dördünde teslim günü. Umarım zamanında teslim olur ve bu sayede bir sonraki okuyabilecek de kitabı okuyabilir. Bu arada ”Kütüphane Kuralları”nda iade edilmeyen kitaplarla ilgili bir kural var, onu da size okumak istiyorum: ”İade edilmeyen, kullanılmayacak derecede yıpratılan ya da kaybedilen materyaller için kütüphane yönetimi tarafından; eserin piyasadan temin edilmesi, temin edilemiyorsa rayiç bedelini ödemesi istenebilir.” Aslında bu konuda bizim kendi sorumluluklarımız, vicdanımız devreye giriyor, çünkü On beş günü geçen bir sürede kitabı teslim etmememiz durumunda, aslında bir başkasının kitabı okuyabilme hakkını gasp etmiş oluyoruz, ondan yararlanmasını engelliyoruz. Bu konuda hassas olmamız ve sorumluluk sahibi olmamız kesinlikle önemli bir noktayı oluşturuyor. Bu ”Kütüphane Kuralları” sayfasında birçok önemli unsur var, bunları okumanızı öneririm size. Şimdi, şöyle bir eleştiri de gelebilir, belki haklı olarak: ”Kütüphaneye gidiyorum veya buradan sorguluyorum ama istediğim eserlere bir türlü ulaşamıyorum, pek fazla çeşit ve sayıda eser yok.” diyebilirsiniz.
Haklı olabilirsiniz ama bence bunun asıl nedeni, kütüphane kültürümüzün çok fazla olmaması. Eğer zamanla bu kültürü edinebilirsek, inanıyorum ki kitapların sayısı ve çeşidi artacaktır. Bununla birlikte, genelde okumaya yeni başlayan, yani belki de öğrenci sayabileceğimiz arkadaşlarımız maddi olarak çok fazla imkânlara sahip olmuyor. Onların da okumaya yeni başladıklarını var sayarsak; ilk olarak bence okuması gereken eserler temel eserler, klasik eserler. Ve ben ülkemizin birçok yerindeki kütüphanelere bir göz attım, ilçelere vesaire. Temel eser sayabileceğimiz birçok eseri gördüm. Bence kendilerine birçok eser bulabilirler, okunalabilecek. Ardından, belki zamanla kendi maddi imkanlarını kazandıklarında, o zaman istedikleri kitaplara birazcık daha şans verebilirler ama kesinlikle okunmak istendiğinde fevkalade güzel eserler var, bunda temin edebilirim sizleri.
Üyelikle giriş yaptığımızda neler görebiliyoruz, ondan da bahsedeyim. Ödünç aldığımız kitapları görebiliyoruz, satın alma tekliflerimizi görebiliyoruz. Burada istediğimiz bir eser varsa alınmasını istediğimiz, yeni bir satın alma önerisiyle bunu gösterebiliyoruz. Bakın, burada çeşitli bilgileri girmemiz gerekiyor. Veya ”Sanal Raflarınız” kısmında kendimize bir raf oluşturabiliyoruz. Tabii, burada online olarak sorguluyoruz, ama kitabı kondisyonunu da pek görmüyoruz. Belki okunmayacak kadar kötü durumda da olabilir. Bunu ancak gidip görebilirsiniz. Hem bu sayede de kütüphanenizle tanışmış olursunuz, eğer daha önce gitmediyseniz. Bir başka unsur, -bilmiyorum, “Kütüphane Kuralları”nda yazıyor muydu ama- aldığınız kitaplara iyi bakmanız ve altlarını çizmemeniz bu gibi şeyler bence çok önemli. Emanete sahip çıkmak, emaneti güzel bir şekilde koruyup bir sonraki yararlanacak insana teslim etmek bence en önemli, dikkate edilmesi gereken unsurlardan biri. Bir başka önemli ücretsiz e-kitap okuyabileceğimiz kaynak ”alt Kitap Ücretsiz e-Kitap Yayınevi” olarak geçiyor. Burada birçok yazarın eserini görebiliyoruz ve ücretsiz bir şekilde okuyabiliyoruz. Bu da önemli bir kaynak olarak sayılabilir ama bir kitabevi olması nedeniyle, bir yayınevi olması nedeniyle, haliyle içerisindeki eserlerin sayısı da belli bir oranda ama yararlanılabilecek bir kaynak olarak önümüze çıkıyor. Ama burada şöyle bir sorun var, bunları e-kitap olarak okuyabilecek bir cihazınız gerekiyor. Eğer telefonunuz varsa, evet, telefon bunun için yeterli veya bir e-kitap okuyucunuz varsa bu da önemli olabilir.
Bir diğer önemli unsurdan bahsedeyim, aslında Türkçe dilde yazılmış kitaplarda çok fazla şanslı değiliz e-kitap adına ama yabancı dillerde özellikle İngilizce’de yazılmış çok fazla eser var ve bunlara ücretsiz olarak ulaşabiliyoruz, özellikle de klasiklere. Bunun en önemli örneklerinden biri ”gutenberg.org”. Bu birçok klasik eseri içerisinde barındıran önemli bir site. Eğer İngilizce biliyorsanız yararlanabileceğiniz hatta yararlanmanız gereken kaynaklardan biri. Benim oldukça işime yarıyor. Ve bunun gibi bir çok da İngilizce yararlanabileceğiniz kaynak sitesi var ama dediğim gibi bunların hepsi e-kitap olarak. O yüzden isterseniz bunları alta yazayım, tekrar bir blok yazısı olarak. Oradan bakabilirsiniz diye düşünüyorum. ”Gutenberg”de de birçok farklı eseri görebiliyoruz. Altmış bin İngilizce veya farklı dillerde içerik olduğundan bahsediyor (ücretsiz). Örneğin, Jack London kitaplarını aratalım. Şöyle… Evet, burada ”Vahşetin Çağrısı”, ”Beyaz Diş”, ”Deniz Kurdu”, ”Martin Eden”… Mesela ”Martin Eden”e tıklayalım. Burada, direkt internet üzerinden okuyabilme şansına veya EPUB ya da Kindle formatında okuyabilme şansına sahibiz. Mesela ”Direkt internet üzerinden okuma.”ya tıklayalım. Gördüğünüz gibi buradan, ”Bölüm 1”den başlayabiliyoruz. Bu da önemli bir kaynak sayılabilir. İngilizce söz konusu olduğunda birçok farklı kaynak var, o yüzden hepsini teker teker göstermeyeceğim ama belki de bu videoda en çok vurgulamak istediğim nokta kütüphanelerdi. Kütüphane bilinci, en başta da söylediğim gibi kazanmamız gereken önemli bir unsur. Zamanla imkanlarımız ve kitapların çeşitliliği gelişecektir ama öncelikle bizler bir oraya önem verelim ve oranın bizler için ne kadar önemli olduğunu anlayalım çünkü bilgi, gerçekten birçok şeyin dışında ücretsiz elde edebildiğimiz bir şey. Bu da şanslı olduğumuz konulardan biri. Öğrenmek istiyorsak, gerçekten kendimizi geliştirmek istiyorsak önümüzde şartlar var. Yeter ki bizler bahanelerin arkasına sığınmayalım ve öğrenmeye kendimizi odaklayalım. Bilginin yolu her zaman açık. Umarım faydalı olabilmiştir bunlar sizin için. Bir sonraki videoda görüşmek üzere, kendinize dikkat edin, hoşça kalın.